Kayıp ve Yas Süreci
İnsan doğası gereği çevresindeki insanlara ya da nesnelere anlam yükleyip bağlılık oluşturmaktadır. Bu bağlılık yüklediğimiz nesne veya insana bazen kendi seçimlerimizle bazen yaşamın doğal döngüsü nedeniyle veda etmek zorunda kalarak “kayıp” kavramını deneyimleriz. Kayıp denilince insanların aklına ilk olarak ölüm geliyor olsa da “kayıp” kavramı çok yönlüdür. İş değişimi, mezuniyet, boşanma, iflas, hastalık, anlam yüklediğimiz nesnenin kaybı ve bir yakının ölmesi gibi farklı şekillerde olabilmektedir.
Yaşanılan kayıplar çoğu zaman hayatımızı ve bizi etkilemektedir. Fakat ölüm, geri dönüşün olmaması nedeniyle en çok etkileyen somut kayıp türüdür. Kayıp karşısında insanların vermiş olduğu duygusal (üzüntü, şaşkınlık vb.), bilişsel (inanmamak, inkâr vb.), davranışsal (ağlama, uyku sorunları vb.) ve fiziksel tepkiler (çabuk yorulma, nefes alamama vb.) yas süreci olarak tanımlanmaktadır.
Yas süreci, kayıp karşısında oluşan çok doğal ve normal bir tepkidir. Kayıplara karşı verilen tepkiler; kaybı yaşayan kişiye, kaybedilen kişiye, sosyal desteğe vb. birçok etkene göre değiştiği için her birey yas sürecini farklı şekilde deneyimlemektedir. Bazı insanlar yas sürecini duygularını dışa vurup açık bir şekilde gösterirken bazıları içinde yaşamayı tercih edip sessiz kalabilir. Yas süreci ne kadar zorlu ve hayat işlevlerinde sorun yaratıyor olsa da kişinin yas sürecini tamamlaması ve yasını tutması, hayatını normal düzenine göre devam ettirebilmesi için gereklidir. Yas süreci sağlıklı bir şekilde tamamlanırsa kişinin olgunlaşıp güçlenmesine ve ruhsal büyüme gerçekleştirmesine olanak sağlamaktadır.
Bunu sağlayabilmek, kişinin süreci değişim ve büyüme olarak tersine çevirebilme becerisine bağlıdır. Yas süreci uzadığında, duygularda yoğunluk arttığında ve kişi normal hayat işlevlerine dönemediğinde süreç normallikten çıkıp karmaşık yasa dönüşebilmektedir. Yas süreci kişiden kişiye farklılık gösteriyor olsa da genel süreç şu şekildedir; şok, inanmama ve inkâr, kaybedilen kişinin geri dönmesini beklemek, gerçekle yüzleştikten sonra yaşanan çaresizlik ve kabullenme.
Bu evreler sıralama açısından kişiden kişiye değişim göstermekle birlikte bazı aşamalar hiç yaşanmayabilir. Kayıp kavramı hayatımızın her alanındadır. Yas, kayıp yaşayan bireyin yaşamının her alanını ilgilendiren zor bir süreçtir. Her insan yas sürecini farklı şekilde yaşayıp kendine özgü baş etme yolları kullanmaktadır. Kişinin, kaybı ve bununla ilgili duyguları kabullenmesi, başa çıkabilmeyi ve bu duygularla yaşamayı öğrenmesi ruhsal büyüme gerçekleştirmesini ve normal hayat işlevselliğine dönebilmesini sağlayacaktır.