Ergenlik Çağındaki Gençler İle Nasıl İletişim Kurulmalı?
Ebeveynlerden çok sık duyulabilecek bir şikayet:
“Çocuğum ergenlik çağında ve onunla doğru düzgün tek kelime konuşabilmek mümkün değil, ergenlerle iletişim kurmakta anne-babası olarak fazlasıyla zorlanıyoruz, çoğu zaman ne yapacağımızı, nasıl yaklaşacağımızı bilemiyoruz ve konuşmalar genellikle iki tarafın da mutsuzluğu ile sonuçlanıyor.”
Gençlerin her zaman bizlere anlatmak istedikleri şeyler vardır, ancak bazen bunun için ona fırsat bırakmayız. Aslında ironik bir şekilde, yetişkinler de gençlerin kendileriyle bir şeyler paylaşmadığından yakınabilir. Bir ergenden onun hakkında bilgiler, detaylar alabilmek için, ona bazı sorular yöneltmek doğru olacaktır. Bu sorulara vereceği yanıtları dinlemek, onun kişiliğine duyduğumuz saygı belirtisi olarak kabul edilecektir. Ön planda vurgulamayı istediğimiz konuya giriş yapmadan öncesinde, genci konuya hazırlayacak olan basit sorular yöneltmektir. İletişimi karşılıklı rahat bir ortama taşıyacaktır.
Ergenle İletişim Kurarken
Eleştirmek yerine, dinleyin:
Ergen çocukları eleştirmeden ve kızmadan dinleyebilmek çok kolay değil kuşkusuz. Ama siz yine de sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu eleştirmek ve sürekli yapması gerekenleri söylemek yerine, onu dinleyin. Bu süreçte bir sonraki cümlenizi düşünmek yerine ne dediğine ve ne demek istediğine odaklanın. Uzun cümlelerden kaçının ve konuşmanızın karşılıklı devam ettiğinden emin olun.
Ortak ilgi alanları bulun, birlikte yapın:
Çocuğunuzun ilgisini çekebilecek aktiviteleri keşfedin ve ona bunları birlikte yapmayı teklif edin. Örneğin ona dans veya herhangi bir spora ya da başka bir aktiviteye birlikte katılmayı önerebilirsiniz. Veya çok sevdiği bir müzik grubunun konserine, festivale birlikte gitmeyi teklif edebilirsiniz.
Hata Yaptığınızda Özür Dileyin :
Her ebeveyn hata yapar, istemediği çıkışları/reaksiyonları olur. Özellikle ergenlik çağındaki gençlerin, ebeveynleri bu anlamda zorladığı kaçınılmaz bir gerçek. Ebeveyn olarak pişmanlık duyduğunuz söz, davranış, tutum, yaklaşım vb. olduğunda en doğrusu çocuğunuzdan özür dilemek, bu durumu ‘daha iyi’ yapabilmek için ne gibi adımlar atabileceğinizi, nelere dikkat edebileceğinizi kendisine danışmak olacaktır. Bu yolla çocuğunuz ile olan ilişkinizi ve iletişiminizi tekrar düzene sokmuş, ondan da yardım/öneri talep ederek güven, saygı ve sevgi ortamını tazelemiş olursunuz.
Duygusal destekler verin:
Anne-babaların çocuğa vereceği en büyük destek onun duygularını anladığını göstermektir. Ergenin bir anlamda kendi kendiyle başı derttedir. Bedeniyle, düşünceleriyle, duygularıyla, ilişkileriyle boğuşup dururlar. Bu süreçte, anne-babalar ona güven duyduklarını, duygularını anladıklarını ve onu gerçekten de çok sevdiklerini hissettirmelidirler. Aynı zamanda onun özgürleşme çabalarına da genel anlamda engel olmamalıdırlar. Elbette ki çevrede riskler ve sorunlar var. Burada önemli olan büyük riskleri kontrol altına alırken, küçük risklere izin vermektir. Aksi halde, çocuğun bir çok büyüme fırsatını kaçırmasına neden oluruz. Çocuklar için en iyi şey, güvenli bir sosyal ve duygusal ortamda, risklerle mücadele etmeyi öğrenmektir. Ve bunu da onlara ancak anne-babaları sağlayabilir.
Zaferler kazanmasına her zaman izin verin:
Bir insanı etkilemenin en iyi yollarından biri görüşlerine değer vermektir. Bir ergen için ise bu daha da önemlidir. Zaman zaman çocukla çeşitli konularda tartışma açılmalı ve onun bu konudaki görüşleri sorulmalıdır. Ortaya koyduğu bilgi ve görüşlerden bazıları ilgi çekici bulunmalı ve onaylanmalıdır. Bu konudaki bilgi ve görüşlerini geliştirmesi için de desteklenmelidir.
Ne Zaman Yardım Almalı?
Aşağıdaki davranış biçimlerini gözlemliyorsanız;
- Yanlış arkadaş/arkadaş grupları ile vakit geçiriyorsa,
- Okul ve derslerindeki ilgi ve başarısında düşüş varsa,
- Okula gitmiyor, okuldan kaçıyorsa,
- İçe kapanık bir profil çizmeye başladıysa,
- Öfke nöbetleri geçiriyorsa,
- Anne, baba, okul ve toplumla ciddi çatışmalar yaşıyorsa,
- Madde kullanımı gözleniyorsa,
- İnternet bağımlılığı kontrolden çıktıysa,
- Aşırı güvensizlik hissediyorsa,
- Sosyal ortamlara girmede korku yaşıyorsa,
- Mutsuzluğu fark ediliyorsa,
- Dikkat eksikliği artış gösterdiyse,
- Hiçbir şeyden zevk almamaya başladıysa,
- Aşırı sınav ve başarı kaygısı duyuyorsa,
- Takıntılı düşüncelerden kurtulamıyorsa,
- ve de ergen ile iletişim kurmakta zorlanılıyor ise,
zaman kaybetmeden yardım alınmasında fayda olacaktır.
Anne ve babaların unutmaması gereken en temel öğe, ergenlerin bu değişim süreci boyunca çevreden gördüklerini öğrenerek uygulayacaklarıdır. Çocuklar, en yakınlarında bulunan anne-babalarını iyi veya kötü özelliklerini model alırken, olaylar karşısında kendi davranış setlerini oluştururlar. Anne ve babanın başlattığı sağlıklı iletişim yönleri, bir süre sonra çocuk tarafından fark edilecek ve o da uygulamaya başlayacaktır. Sadece ergenlik döneminde değil, her dönemde iletişimin doğru ve kaliteli olması anne-baba-çocuk ilişkisinin de aynı derecede güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. Ergenliğin üzerinde bu kadar ısrarla durulmasının sebebi, bu dönemdeki çocukların ailelerinden uzaklaşmadan, hayati karar süreçlerinde yalnız hissetmemeleri, doğru seçimler için en büyük desteği anne ve babalarından görmeleri gerektiğindendir.